Paris'ten sorumlu Nazi generali Dietrich von Cholitz, şehir elde tutulamaz ya da Müttefik kuvvetleri şehre yaklaşırlarsa Paris'i yakma emrini bizzat Hitler'den alır. Film, 2. Dünya Savaşı'nın bitimine doğru, Paris'in kontrolünü tekrar kazanmak isteyen çeşitli Fransız direniş gruplarının mücadelesini bizlere yansıtıyor.Paris Brûle-t-il? (Is Paris Burning?) - Paris Yanıyor, 2 dalda Oscar adayıydı.

Japon İmparator Hirohito’yu konu alan film, 2. Dünya Savaşı sırasında Amerika kuşatmasında olan Japonya’nın, müttefik kuvvetlere teslimi ile sonuçlanan süreci ele almaktadır. Bu kısacık zaman diliminde ne olmuştur da Hirohito tanrısal konumundan vazgeçerek, müttefiklerine teslim olma kararı almıştır?Aleksandr Sokurov'un yönettiği Solntse (The Sun) - Güneş, toplam 6 ödül kazanmış bir yapım.

Louvre müzesinin yöneticisi Jacques Jaujard ve Nazi işgal subayı Count Franziskus Wolff Matternich etrafında şekillenen bir hikâyedir. İkisi arasındaki ittifak, müzedeki hazinelerin korunması adına itici bir güç olacaktır. “Francofonia” sanat ile gücün arasındaki ilişkiyi gözler önüne serer. Louvre müzesi, biz her ne kadar en kanlı çatışmaların ortasında olursak olalım, medeniyetin canlı örneği olarak karşımızda durur.

William Shakespeare, popüler ancak son zamanlarda işleri yolunda gitmeyen bir oyun yazarıdır. Aklına yazabileceği bir şey gelmemekte, parası bitmekte ve aşk hayatı yolunda gitmemektedir. Bir ilham kaynağı bulmaya çalışan Shakespeare'in karşısına Viola adında bir kadın çıkagelir. Hayali oyuncu olmak olan Viola, duygusuz bir adam olan Lord Wessex ile evlenme arefesindedir. Viola, Shakespeare ile tanışınca ikili yasak bir aşkın heyecanına kapılacaktır.7 dalda Oscar ödülü kazanan Shakespeare in Love - Aşık Shakespeare, toplam 64 ödül kazanmış bir yapım.

Bir Yunan soyguncu, bir grup Britanyalı aristokratı, köylülerin toprak sahiplerini alaşağı ettiği ve toprak ağalığı sistemi yerine komün kurdukları bir dağ köyüne götürmek üzere rehberlik eder...Theodoros Angelopoulos'un yönettiği O Megalexandros (Alexander the Great) - Büyük İskender, Venedik Film Festivali'nden 2 ödül birden kazanmıştı. Filmin toplam 8 ödülü bulunuyor.

1946 Haziran'ında Stalin, yurt dışına göç etmiş Rusları anavatana dönmeye davet eder.Fakat bu bir tuzaktır: Fransa'dan gelen bir gemi dolusu insan Odessa limanına ulaşır ulaşmaz ya hapse ya idama yollanır. Tek istisna, bir doktor ve ailesidir. Kiev'e gönderilen Rus doktorun Fransız eşi bir an önce Fransa'ya dönmek ister, fakat kocası buna izin verilmeyeceğinin farkındadır. Uzun zaman boyunca kaçış planları yapan kadının güzelliği, kocasının soğukkanlılığı ve bir takım tesadüfler, KGB'ye rağmen özgürlüklerini elde etmelerine yetecek midir acaba?Sovyetler Birliği dağılmasına rağmen komünizm adından dahi tırsan ABD'nin ısmarlama propaganda filmlerinden biri olan Est-Ouest (East-West) - Doğu-Batı, bu adileşmiş sinema dünyasında gidip bir de Oscar ödüllerinde aday olarak yer almış, çeşitli festivallerden de ne hikmetse(!) 6 ödül kazanmış bir yapım.

1930'ların sonunda, İtalya'nın Ferrara kentinde Finzi Contini ailesi, zenginlikleri ile nam salmış, önde gelen Yahudi ailelerden biridir. Evlatları Micol ve Alberto'nun en büyük eğlenceleri, dillere destan malikanelerinde düzenledikleri tenis partileridir. Dünyanın karmaşasından uzakta, bu cennet koyda, Finzi-Continiler için her şey yolunda gitmektedir.Ancak, genç ve güzel Micol'ün orta sınıf bir Yahudi olan Giorgio'ya aşık olması ile işler karışır. Giorgio, Micol için bir tür oyuncak gibidir. Micol, Giorgio'ya göstere göstere, arkadaşlarından biri ile aşk dahi yaşar. Ancak zaman ilerledikçe, aralarındaki sevgi politik oyunların dahil olduğu bir savaşa doğru sürüklenecektir.Vittorio De Sica'nın yönettiği Il Giardino Dei Finzi Contini (The Garden of the Finzi-Continis) - Finzi-Contini'lerin Bahçesi, 1 Oscar ödülünün yanı sıra toplam 11 ödül kazanmış bir yapım.

Sinemanın 100 yıllık ömründe eşcinsellik nadiren beyaz perdeye yansıdı. Yansıdığında ise sadece gülünecek, acınacak ya da korkulacak bir şey olarak gösterildi. Bunlar hızla geçen ancak unutulmaz görüntülerdi ve hala süren birer efsane gibiler. Büyük mit yaratıcısı Hollywood; heteroseksüellere eşcinseller hakkında, eşcinsellere de kendileri hakkında ne düşünmeleri gerektiğini öğretti. Kimse bu etkiden kaçamadı...Vito Russo'nun aynı adla yazdığı kitaptan yola çıkılarak hazırlanan The Celluloid Closet - Sakıncalı Film Dolabı, Hollywood'un ilk günlerinden itibaren eşcinselliğe bakışını ve eşcinsellerin sinemada kendilerine nasıl bir yer bulduğunu anlatıyor. Filmin toplam 7 ödülü bulunuyor.

Albay Kotov, idama mahkum edilmesine rağmen canını kurtarmış, 2. Dünya Savaşı'nda cephede savaşmaktadır. Karısı öldüğüne inanmakta, kızı ise kendisinden nefret etmektedir. En kötüsü de, ezeli düşmanı hain Mitya suikastten kurtulmuş ve Stalin'in emirleri uyarınca Kotov'un peşine düşmüştür.Mikhalkov’un üçlemesinin tam on altı yıldır beklenen üçüncü bölümü olan Utomlennye Solntsem 2: Citadel (Burnt by the Sun 2: Citadel) - Güneş Yanığı 3, ilk filmin bittiği noktanın beş yıl sonrasından devam ediyor.

Albay Kotov, idama mahkum edilmesine rağmen canını kurtarmış, 2. Dünya Savaşı'nda cephede savaşmaktadır. Karısı öldüğüne inanmakta, kızı ise kendisinden nefret etmektedir. En kötüsü de, ezeli düşmanı hain Mitya suikastten kurtulmuş ve Stalin'in emirleri uyarınca Kotov'un peşine düşmüştür.Mikhalkov’un üçlemesinin tam on altı yıldır beklenen ikinci bölümü olan Utomlennye Solntsem 2 (Burnt by the Sun 2) - Güneş Yanığı 2, ilk filmin bittiği noktanın beş yıl sonrasından devam ediyor. Bugüne kadar çekilmiş en pahalı Rus filmi olan yapım, Cannes'daki dünya prömiyerinden önce ilk kez Kremlin Sarayı’nda izleyici karşısına çıkmıştı.

"Günışığından Bir Damla" adıyla yarattığı iksir sayesinde servet sahibi olan büyükbaba Sonnerschein, oğullarının aile işini devam ettireceğini ümit etmektedir. Ancak oğullarının ve ailenin yeni kuşağının çok farklı hayalleri ve umutları vardır.István Szabó'nun yönettiği Sunshine - Günışığından Bir Damla, toplam 12 ödül kazandı.

Tam olarak bir hikaye örgüsü ya da anlatımcı kaygılardan uzak bu filmde, Romalıların pek ahlakçı olmayan, hedonist ama çok renkli hayatlarına Encolpius isimli bir öğrenci ve arkadaşı Ascyltus'un gözünden bakıyoruz. Belki de filmin tek dayanak noktası olan ikilinin seks, din, eğlence üzerine tartışmalarına ve kelimenin tam anlamıyla tuhaf -bizarre- bir takım durumlara düşmelerine şahit oluyoruz.Petronius'un Hristiyanlık öncesi Roma'daki hayatı tasvir eden, yarım kalmış klasik metinlerinden yola çıkan Satyricon, efsane yönetmen Federico Fellini'nin belki de en anarşik eseri. Oscar adayı da olan film, Venedik Film Festivali'nden ödülle dönmüştü. Filmin toplam 5 ödülü bulunuyor.

1978 yapımı bu İtalyan filmi, 19. yüzyıldaki köy hayatını bizlere anlatıyor. Yoksulların yaşamına odaklanması, profesyonel oyuncular yerine gerçek çiftçiler ve yerel halkın rol alması sebebiyle de İtalyan Yeni Gerçekçi akımıyla benzerlikler taşımaktadır.Ermanno Olmi'nin yazıp yönettiği L'albero Degli Zoccoli (The Tree of Wooden Clogs) - Nalın Ağacı, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye'ye uzanmıştı. Filmin toplam 18 ödülü bulunuyor.

Federico Fellini'nin yönettiği Il Casanova di Federico Fellini (Fellini's Casanova) - Kazanova, 18. yüzyılın çapkınlarından Giacomo Giralomo Casanova'nın hayatını anlatıyor. Bir dalda Oscar ödülü bulunan filmin toplam 7 ödülü bulunuyor.

Film, İngiltere ve Fransa arasında 14. yüzyıl'da başlayan Yüzyıl Savaşları sırasında ülkesi Fransa'ya manevi destek veren hatta orduya katılarak İngilizlere karşı çarpışan Fransız Katolik azizesi Jeanne d'Arc'ın 1431 tarihinde henüz 19 yaşındayken İngilizlere esir düştükten sonra Tanrı ile konuştuğunu ileri sürdüğü için kafirlik suçuyla yargılanması, zindanlarda işkence görmesi ve yakılarak ölüme mahkum edilmesini anlatıyor.Carl Theodor Dreyer'in yönettiği son sessiz film olan La passion de Jeanne d'Arc (The Passion of Joan of Arc) - Jeanne d'Arc'ın Tutkusu Danimarka'lı yönetmenin dünya çapında tanınmasını sağladı. Sinema tarihinin en olağanüstü oyunculuklarından birini sergileyen Maria Falconetti ise bu filmden sonra bir daha film çevirmedi.